27 Ağustos 2023 Pazar

Karar Verme Sürecinde Batık Maliyet Yanılgısı (Sunk Cost Fallcy) Etkisi

 Bir önceki blog postumda Tukidides tuzağının gölgesinde değişen Dünya düzenine uyum sağlamak başlıklı yazımla çift kutuplu Dünya düzenine giderken  yakın zamanda bizleri etkileyebilecek geçmişte yaşanan olaylardan çıkabileceğimiz derslerle, olayları neden sonuç ilişkisine dayanarak yakın gelecekte bizleri nelerin beklediği üzerine Ray Dalio tarafından kaleme alınmış "Changing World Order: Why Nations Succeed or Fail" adlı kitaptan ve bazı tarihsel gelişmelerden çıkarmış olduğum izlenimlere yer vermiştim. 

Milattan önce 7. yüzyıla kadar insanlar ticarette değiş tokuş yaparlardı ve değiş tokuş yaptıkları şeylerin arasında sığır, tavuk, keçi, taş gibi taşınması zor olan şeyler vardı. Lidyalılar da bunu üstesinden gelebilmek için ticarette kullanılacak ve kolay taşınabilir bir değiş tokuş aracı olarak Sikke adını verdikleri parayı icat ettiler ve elektron adını verdikleri altın, gümüş karışımı sikkeler bastılar. 

Para en salt anlamıyla günümüzde de; mal ve hizmetlerin değiş tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanı olarak ifade edilmektedir. Günümüzde makro ekonomi derslerinde de sıklıkla okutulan; paranın dört temel işlevi vardır. Paranın değişim aracı işlevi, paranın hesap ve değer birimi işlevi, paranın değer biriktirme ve spekülasyon işlevi, paranın bir iktisat politikası olması işlevi. 

Davranışsal iktisat, zihindeki ekonomik karar alma mekanizmalarının, sosyal, zihni ve duygusal önyargılardan nasıl etkilendiği üzerine çalışır. Bireylerin karar alma sürecinde, etkilendikleri farklı değişkenleri ortaya koyarak iktisat ve psikolojinin birlikte düşünülmesi gerektiği tezini savunur. Davranışsal iktisada göre, rasyonel olmayan düşünce ve davranışlar gündelik hayatta alınan birçok kararı doğrudan etkiler. Bu yazımda ise davranışsal ekonomi konularını keşfettikten sonra bende hayranlık ve merak uyandıran; insanların gerek yatırım, gerekse profesyonel karar verme sürecinde davranışsal olarak yaklaşımlarını ele alan davranışsal iktisat konularında sıklıkla ele alınan Batık maliyet yanılgısı'ndan bahsetmek istiyorum.

Batık maliyet yanılgısı, bir süreç üzerinde belirli bir efor, zaman, emek, ya da para harcanmasının ardından; yazgeçilmek istense de; kat edilen yoldan dolayı sürece devam edilmesinin bize verdiği zarardır. Gerek iş hayatında gerekse yaşamda sık karşılaşılan bir yanılgıdır. 

Örnekleyecek olursak; 

Üç saatlik bir filme gittiniz ilk 50 dk sıkıldınız fakat önceden para ve zaman pilanlaması yaptığınız için filmi izleme zorunluluğu hissettiniz ve sonuna kadar sıkıcı da olsa izlediniz; 

100 sayfalık bir kitap aldınız; fakat ilk 30 sayfadan sonrasını okumak istemediğiniz halde okumaya devam ettiğiniz, 

Yanlış bir hisseye kulaktan dolma bilgilerle gelecekte çok daha iyi olacak beklentisi ile bir yatırım yaptınız ama kısa bir süre sonra aslında işlerin öyle gitmediğini anladığınız halde beklemeye devam etmeniz, 

Pozisyona uygun olmadığını düşündüğünüz kişiyi işe aldınız; bir kaç ay eğitime gönderdiniz fakat beklenen performansı göstermedi ama gelişimi için ciddi masraf yaptınız ve o kişiyi o pozisyonda tutmaya devam ediyorsunuz, 

Size uygun olmayan bir bölüme üniversite okumaya gittiniz; belirli bir zaman geçti ve artık bırakmak için çok geç olduğunu düşünüp bölümü okumaya devam ediyorsunuz, 

Sigarayı bırakmaya karar verdiniz ancak elinizde belirli paket sayıda sigara var ve bırakmak için hepsini bitirmeyi bekliyorsunuz. 



Örnekler benzer şekilde çoğaltılabilir; karar verme sürecinde bir şekilde maliyet, zaman, efor ya da paradan dolayı etkilendiniz, işte buna (Batık Maliyet Yanılgısı) denmektedir. Parayı bulan Lidyalılardan günümüze kadar geçen süre zarfında paranın ya da eforun işlevi aslında değişmedi. Değişen şey insanların bir şekilde karar verme sürecinde geçmişte çıkardıkları dersle aslında duygulanın değişmesi ve dolayısı ile davranışlarının değişmesi. 

Batık maliyet yanılgısı etkisinden kurtulmak istiyorsanız; geçmişte yaptığınız yatırımlar ne denli önemli olsa da gelecekte değerleri göz ardı etmemek gerekiyor. Geleceğin belirsiz olmasından dolayı beyniniz geçmişteki verilere dayanarak karar vermek isteyecektir; işte bu noktada karar vermeden önce uyanmak gerekiyor. Sanırım atalarımızın söylemiş olduğu zararın neresinden dönersen kardır sözü batık maliyet yanılgısından kaçınmak üzere olsa gerek.

"Dünyayla ilgili tüm sorun, aptallar ve fanatiklerin her zaman kendilerinden son derece eminken, bilge insanların çok sayıda şüpheyle dolu olmalarıdır."

Bertrand Russel

Referanslar:

https://www.scribbr.com/fallacies/sunk-cost-fallacy/ 

https://thedecisionlab.com/biases/the-sunk-cost-fallacy

https://www.linkedin.com/pulse/epi-4-sunk-cost-fallacy-dont-get-trapped-quagmire-nicholas-mason/


10 Ocak 2023 Salı

Tukidides Tuzağının Gölgesinde Değişen Dünya Düzenine Uyum Sağlamak

"Tarih tekerrürden ibarettir" sözünü herhangi bir olay karşısında ara ara hayatımızda yaşadığımız çeşitli olaylar ile tecrübe etme imkanımız hepimizin muhakkak olmuştur. Geçmişte gerçekleşen olaylardan ders çıkartıp gelecek planları yaparken stratejik gitmek, bir konuyu enine boyuna araştırmak, aynı şeyi  daha önceden deneyen, test eden, başkalarının tecrübelerinden faydalanmanın sağlayacağı faydalar da aşikar. Olayları neden sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirdiğimizde, büyük resme odaklandığımızda mutlak doğruya ulaşamasak da en azından gelecekte gerçekleşebilecek sonuça doğru bir çıkarımda bulunabiliriz, sanırım forecast(tahmin edebiliriz.) 

Pandemiyi bizim gibi Z kuşağı gençleri için bir milat kabul edersek, arkasında gelen olaylar silsilesini neden sonuç ilişkisine bağlayacak olursak yazımın başında değindiğim "tarih tekerrüden ibarettir" sözüne neden atıfta bulunduğum yaşadığımız sosyolojik, ekonomik ve toplumsal neden sonuç ilişkisi kurmaya çalışacağım. Aslına bakarsanız yaşamda yaşadığımız bazı şeyler sonucu iyi ya da kötü hepimiz için bir ders oluyor, bakış açımız gelişiyor; beyinde ister istemez olayları neden sonuç ilişkisine bağlayıp çıkarımda bulunuyor. Tecrübenin iyisi kötüsü olmaz ama kendi adıma özellikle son üç yıl içerisinde 2 iş değişikliği yapmış profesyonel hayat, iş ve yaşam tecrübesi kazandığımı belirtmeden geçemeyeceğim. 

Covid 19'un bir anda ortaya çıkmasıyla yaşantımızda olmaz dediğimiz bir çok şeye adapte olduk, uzaktan çalışma önceden kısmende olsa kısa bir sürede adapte olduk. Pandemi sürecinde devletlerin sosyal devlet olarak vatandaşlarına destek olması için bastıkları paralar enflasyonu Dünya çapında körükledi, reel anlamda değeri olan bir çok varlık değer kazandı, bitcoin rekor seviyeleri gördü, altın, gümüş, kıymetli maden, emtia, ev, araba,Nasdaq borsası ciddi anlamda prim yaptı. Parasal genişleme sonucu devletlerin verdiği yardımlarla kısa süreli pandemi sürecinde rahata kavuşan toplumlar uzun vadede karşılığını daha önce görmedikleri bir enflasyon ile tecrübe ettiler. : ) 

Pandemi etkileri tam azalırken bir anda herkesin mümkün değil olamaz deyip belki aklına gelmeyeceği imkan veremeyeceği Rusya - Ukrayna savaşı patlak verdi. Bu savaşın doğal sonucu olarak son zamanlarda birçok ekonomistin de bahsettiği Çift kutuplu bir Dünya bloğu oluşmaya başladı. Batı bloğu, ABD ve diğer Rusya'ya karşı olan devletler Ukrayana'yı destekleyerek bu kutupun bir diğer  tarafında yer aldılar. Rusya'yı ve Rus devletini arka planda destekleyen diğer devletlerde diğer blokta yer aldılar. Gelişmelerini yakından takip ettiğimiz bu savaş süphesiz Cumhuriyetimizin 100.yılına giderken bizim alacağımız derslerle de dolu!

Tukidides tuzağı, Graham Allison'un tabiriyle; yükselmekte olan bir gücün egemen olan diğer gücü, onun yerine geçmekle tehdit etmesinden dolayı oluşan şiddetli yapısal gerilimdir. Allison der ki, son beş yüz yıl boyunca 16 kez yükselmekte olan bir güç, egemen gücü yerinden etme durumunda kaldı. Bu onaltı durumun on ikisinde ise netice savaştı. 

Söz konusu Tukidides tuzağından iki risk doğmaktadır. Yükselmekte olan güç sendromu birden bire yükselen gücün, artmakta olan özbilinci, çıkarlarını savunma güdüsü, saygu ve tanıma hakkını talep etmesi demektir. Egemen güç sendromu ise bunun yansıması olarak kendini kanıtlamıs olan gücün, çöküş imaları karsısında duyduğu yükselen korku ve güvensizlik hissini tanımlamaktadır. Kısacası gitgide kendine fazla önem vermeye başlayan ülke, kendsine saygı duyulmasını ve yeni gücünün tanınmasını beklerken, aynı zamanda da çevresinde daha fazla etki sahibi olmak ister. Buna karışıl olarak da kendini kanıtlamış olan ülke yükselmekte olan ülkenin gösterdiği bu kendine aşırı güvenmeyi saygısız, nankör ve hatta kışkırtıcı ya da tehlikeli bir tavır olarak da algılamaktadır. 

Ray Dalio tarafından kaleme alınmıs, "Changing World Order: Why Nations Succeed or Fail" adlı kitabı son 500 yıl içerisinde gerçekleşen tarihteki olayları Tukidides tuzağı yaklaşımı ile ele alarak ulusların neden başarılı olup neden başarısız olduklarını anlatır nitelikte, sosyo kültürel ve ekonomik açıdan gerçekleşen olayları 2 farklı döngü ile ele alıp küresel anlamda yaşanan gelişmeleri ve finansal okur yazarlığınızı geliştirip farklı bir bakış açısı kazandırması açısından adeta bir hazine. Aşağıda kitabı baştan sona okumak istemeyenler için se görselleştirip video haline getirmiş. Eğer az çok neden sonuç ilişkisi, ekonomi ve tarih merakınız varsa mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. 





Referanslar:


19 Aralık 2022 Pazartesi

NIST Cybersecurity Framework for Critical Infrastructure

You might wondering and curious about building effective cybersecurity programme in your organization in order to protect againts advanced threats. When it comes to build security best practice and well architectured design NIST Cybersecurity framework provides this one. 


#NIST #Cybersecurity #Framework #Threats #APT


10 Aralık 2022 Cumartesi

Top 10 Exploited Vulnerabilities in 2022

 In order to defense against growing cyber threats we must be aware of critical vulnerabilities in our infrastructure. Otherwise attacker will found a way to penetrate enterprise network. I would like to share which I read before great article from improsec key notes vulnerability management notes about Notpetya attack.

** The idea is to argue a mindset change in the patch and vulnerability management minds of organizations and regulators. We don’t need to patch all things at once. But we need to patch the things that possess a current threat!

** Whether you are using CISA or MISP, you can extract a list of vulnerabilities being actively exploited. If you are in the lucky situation that you have a vulnerability scanner in place, you should be able to obtain an overview of which of your IT assets possesses which vulnerabilities.

** You might also be in such luck, that you have performed a crown jewel assessment, identifying business-critical systems and services, and by that the supporting infrastructure. Finally, you might have a place to cook it all together like a Security Information and Event Management (SIEM) system.

** With this recipe, you have the optimal circumstances for being able to detect when new vulnerabilities start to be exploited, where in your environment it would have an effect, and potentially if an affected IT asset is related to a business-critical system and by that a prioritization.

** At the same time, the number of reported vulnerabilities is growing even more. And (often) still the same number of people within the organization are allocated to address the issues. If we don’t approach the issues with vulnerabilities in a cleverer and more structured manner, we will definitely lose the race on ransomware.

** Despite the critical severity of the vulnerability[7], many corporate patch and vulnerability processes were not optimized to handle vulnerability of this magnitude. Furthermore, many networks were still flat as a pancake with little or no barriers to avert such an attack. But where segmented networks and “zero-trust” architecture will be a challenge for most organizations, the patch management discipline should be straightforward.

** We must move the kill chain left and reduce the success of an attack before it is too late. And intelligent patch management is a serious consideration to take.

https://www.pligence.com/

#Notpetya #Threat #Follina #ProxyNotShell #Log4Shell#Vulnerability 

16 Ekim 2022 Pazar

Dekadanlaşmak

Yanlış hatırlamıyorsam, dekadan kelimesini ilk defa bana Türk edebiyatını ciddi anlamda sevdiren edebiyatı bilinmeyen yönleri ile anlatıp öğrencilerinde adeta merak uyandıran çok saygıdeğer edebiyat hocam Ünal büyükten duymuştum. Yazar şair şiir hiç farketmez özellikle Edebiyatın bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarıp bizde de merak uyandırıp Edebiyatı edebiyat yaparak anlatır ve sevdirirdi. Ahmet Mithad Efendi de ilk defa kendisi sayesinde tanımıştım. Dekadan "düşkünleşmiş, 10 günlük eşek yavrusuna da deniri o anlatmıştı. 

Türk edebiyatına 200'den fazla eser bırakan Ahmet Mithad Efendi çoğunluğa hitap ve dertlere tercüman olmak amacıyla bir çok eser üretmiş. Hatta YGS'ye hazırlık zamanları çoğumuzun kodladığı "yazı makinası" olarak bilinen yazarımız, aynı zamanda "Felatun bey ile Rakım efendi" eseriyle "batıyı olduğu gibi değil istediğimiz ve gerekli olan özellikleriyle ele alalım; bizim daha güzel yönlerimiz kalsın... 

Bu satırları burada noktalarken geçtiğimiz hafta ara ara yanından geçtiğim ve tesadüfen fark ettiğim Ahmet Mithad efendinin yalısının resmini çekme fırsatım oldu. Beni lise yıllarıma götüren ve anılarımı yeniden canlandıran bu değerli Üstad'a rahmetle... 



#Dekadan #Ahmet Mithad Efendi #Beykoz #Tercümanı Hakikat #Türk #Edebiyat #Yazar



Cumhuriyetimizin 100. Yılını Coşkuyla Kutlarken!

 

" Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz. "
                                Falih Rıfkı Atay


Cumhuriyetin geleceğe büyük bir ümitle bakmamızı sağlayan gurur verici atılım ve başarıları, her türlü zorlu engelin aşılması konusunda bizlere güç vermesi dileğiyle. 



6 Ekim 2022 Perşembe

Top CVEs Actively Exploited By People’s Republic of China State-Sponsored Cyber Actors

 Summary 

This joint Cybersecurity Advisory (CSA) provides the top Common Vulnerabilities and Exposures (CVEs) used since 2020 by People’s Republic of China (PRC) state sponsored cyber actors as assessed by the National Security Agency (NSA), Cybersecurity and Infrastructure Security Agency (CISA), and Federal Bureau of Investigation (FBI). PRC state-sponsored cyber actors continue to exploit known vulnerabilities to actively target U.S. and allied networks as well as software and hardware companies to steal intellectual property and develop access into sensitive networks



Reference link:

Top CVEs Actively Exploited By People’s Republic  of China State-Sponsored Cyber Actors,

#cyber #attack #china #threat #actors

9 Ağustos 2022 Salı

MDCA is now part of Microsoft 365 Defender Dashboard



Mapping Microsoft Defender for Cloud Apps to the new Microsoft 365 Defender Dashboard.

Microsoft Defender for Cloud Apps is now part of Microsoft 365 Defender.


https://docs.microsoft.com/en-us/microsoft-365/security/defender/microsoft-365-security-center-defender-cloud-apps?view=o365-worldwide 

These features are in a PREVIEW status and is not in General Availability at this time.

#mdca #microsoft #cloudsecurity #office365 #defender

Security Frameworks

 


#CIS #MITRE #PCI DSS #NIST #NSA-CISA
#security #assesment


7 Ağustos 2022 Pazar

Kendi Değerini Bil!

 

İş hayatı için değerli bulduğum bir söz.

“Kendi değerini bil. Artık sana saygı gösterilmiyorsa, masayı terk edecek cesareti bulmalısın.”

Başkalarının hatalı yönlendirmeleri size pahalıya mal olabilir. O yüzden çevrenizdeki insanları doğru seçmelisiniz veya değerlendirmelisiniz.

İş hayatında sürekli olumsuz yaklaşımlarda buluşup sizi değersizleştirmeye çalışan insanlar olacaktır, bu sizin gerçek değerinizi belirlemez ve değiştirmez.

O yüzden kim ne derse desin... “Siz her zaman değerlisiniz.” Su akar yolunu bulur. 

Kamil Dukul



Blog Arşivi